Serebral palsili (spastik) çocuklar konusunda farkındalık oluştururken toplumu da hareketli hayata teşvik etmeyi amaçlayan “Steptember” adlı proje, Türkiye’de 4 Eylül-1 Ekim tarihlerinde dördüncü kez gerçekleştirilecek.
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfının ülke temsilcisi olduğu, 9 ülkede eş zamanlı gerçekleştirilen “Steptember” sosyal sorumluluk projesi, Zorlu Center’da düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı.
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı Genel Direktörü Nigar Evgin, uluslararası sosyal sorumluluk projesi olan Steptember’in 2011’de Avustralya’nın öncülüğünde başlatıldığını, Türkiye’nin projeye 2014 yılında dahil olduğunu kaydetti.
Serebral palsinin çocukluk çağında en sık görülen engellilik durumu olduğuna işaret eden Evgin, bu hastalığa, zihin, görme, konuşma, yürüme gibi engellerin yanı sıra epilepsinin de eşlik edebildiğini söyledi. Dünyada 17 milyon serebral palsi hastası bulunduğuna dikkati çeken Evgin, “Türkiye’de bu sayının 600 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizde her bin canlı doğumdan 4,4’ü serebral palsi teşhisi alıyor. Aslında ülkemizde her 8 saatte bir serebral palsili bir çocuk dünyaya geliyor.” dedi.
28 günlük bir etkinlik
Evgin, Eylül ayında hayata geçirilecek projede katılımcıların her gün 10 bin adım atmasını hedeflediklerini, bu sırada da serebral palsi konusunda toplumda farkındalık oluşturmayı istediklerini anlattı. Dörder kişilik takımlar oluşturarak hedeflenen adım sayısına ulaşmaya çalışan katılımcılardan, aynı zamanda bağış toplamalarını da istediklerini dile getiren Evgin, şöyle konuştu:
“Bu proje ile ‘Eylül ayında her gün 10 bin adım atın ve serebral palsi konusunda çevrenizde farkındalık yaratın, bu engel konusunda arkadaşlarınıza bilgi verin, çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu rehabilitasyon hizmetlerine kavuşmaları için umut olun ve çevrenizden bağış toplayın’ diyoruz. Bu sene Kurban Bayramıdolayısıyla 4 Eylül’de başlayacağız, 1 Ekim’de sona erecek 28 günlük bir etkinlik. Aslında dahil olmak çok kolay. www.steptember.org.tr adlı bir web sitesinden kayıt olabiliyorsunuz.”
Evgin, projeye başladıkları 2014 yılında 25 şirketin çalışanıyla yola çıktıklarını ve bir ayda 212 bin lira bağış topladıklarını kaydetti. Projenin istikrarlı bir şekilde büyüdüğüne değinen Evgin, “3 yılda 865 bin lira para topladık. Bu bağışlarla geçtiğimiz 3 yılda 500 bebeğimize, çocuğumuza, gencimize dokunduk, onlara eğitim ve rehabilitasyon hizmeti verdik. Bir de Riskli Bebek İzleme Kitabı çıkardık.” diye konuştu.
Bu yıl hedeflerini yüzde 50 arttırdıklarının altını çizen Evgin, “Bu sene 600 bin lira hedefine ulaşmayı bekliyoruz. Bin 250 takımla yani takriben 5 bin kişiyle Eylül ayı boyunca yürüyor ve koşuyor olacağız.” diye konuştu.
“Önemli olan başına gelmeden destek verebilmek”
Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Dilek Sabancı, bağışlar sayesinde serebral palsili çocukların okuyabilmesinin veya rehabilitasyonunun sağlanabildiğini söyledi.
Bu tür organizasyonlara herkesin bağış yapması gerektiğine işaret eden Sabancı, destek vermek için kişinin kendisinde veya yakınlarında engel olmasını beklememesi gerektiğinin altını çizdi. Batı toplumlarının bu konuda çok geliştiğine değinen Sabancı, “Onlar ‘Benim başıma geldi, onun için yapıyorum.’ demiyorlar. Önemli olan başına gelmeden de bir şeyler yapabilmek. Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok. Herkes potansiyel engelli olabilir. Bunun da unutulmaması lazım.” dedi.
Sabancı, Türkiye’de insanların çok az hareket ettiğini, kendisinin de bu kişilerden olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Benim gibi kişilerin de çok aktif olması lazım. Sevgili babam Sakıp Sabancı’yı böyle bir kuruluşu kurduğu için, böyle bir şeye destek olduğu için anıyorum. Bugünlere geldik, inşallah o da görüyordur. Böyle bir kurum Türkiye’de yok, Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı gibi… Bu da bizim, Sabancı ailesinin iftihar edilecek konularından bir tanesi. Çok iyi bir ekibimiz var. Ekibimiz canla başla çalışıyor.”
Konuşması sırasında zaman zaman duygusal anlar yaşayan Dilek Sabancı, gözyaşlarına hakim olamadı.
Projeye destek istediler
Serebral palsili 4 yaşındaki Ömür’ün annesi Nilay Gül de Steptember projesinin kızına büyük yararları olduğunu anlattı. Proje kapsamında yapılan bağışlarla Ömür’ün hidroterapiden faydalandığını kaydeden Gül, projeye herkesin destek vermesini istedi. Gül şöyle konuştu:
Merhaba,
Ben Nilay Gül. Ömür’ün annesiyim. Ömür 15 Mart 2013’te dünyaya geldi, yaşadığım gebelik zehirlenmesinden dolayı 27 haftalıkken doğmak durumunda kaldı da diyebiliriz. 78 gün boyunca kuvözde kaldı, erken doğum ve kuvözün getirdiği pek çok komplikasyon yaşandı bu sırada beyni oksijensiz kaldı.
Rutin tahliller ve gözlemlerde herhangi bir sorun ile karşılaşılmayınca 3 ay sonra Ömür’ü kucağımıza alarak evimize geldik. 1 – 1,5 ay içinde Ömür’ün çok sert bir çocuk olduğu ve ara ara ağlama atakları geçirdiği dikkatimizi çekti. Ben kuvözde çok fazla kaldığı için bu şekilde olabileceğini düşündüm ancak annemin ısrarları ile yeniden doktora götürdüm.
Çocuk doktorumuz bizi bir nöroloğa yönlendirdi, çeşitli tetkiklerden sonra Ömür’e Cerebral Palsy (CP) teşhisi kondu. Bu sırada Ömür 5,5 aylık olmuştu. İlk başta anlayamadık tabii ne yaparız ne ederiz diye düşünürken nöroloğumuzun bize önerdiği Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nda bulduk kendimizi.
Vakıf’ta önce bir değerlendirme yapıldı, sonrasında şansıma tam o döneme denk gelen 10 günlük bir seminer vardı, Ömür’le beraber ona katılmamı önerdiler. Bizim için çok faydalı oldu. Haftada 3 gün fizyoterapi ile başladık, evde de neler yapmamız gerektiği konusunda da bilgilendirdiler bizi. Bu sırada tüm yaşantımızı, evimizi Ömür’ün ihtiyaçlarına göre düzenledik.
Tedavinin ilk 3 ayını tamamladıktan sonra doktorumuza tekrar gittik. “%70 – 80 oranında rahatlama, gevşeme var, ne yapıyorsanız aynen devam edin” dedi. Bu bizi çok umutlandırdı ve rehabilitasyona hiç aksatmadan devam ettik, halen aynı şekilde devam ediyoruz. Ömür de bu konuda bana her zaman çok yardımcı oldu ve 5 – 6 ayın sonunda çok hızlı bir gelişme kaydetti.
Her CP’li çocuk ailesi gibi biz de çok zor dönemlerden geçtik. Başta eşim olmak üzere ailem her zaman çok destek oldu bize. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı ile sürecin en başından beri beraberdik. Steptember fonundan aldığımız destek ile Ömür hidroterapi aldı. Bu benim çok istediğim bir şeydi. Şu an bireysel eğitim ve fizyoterapi alıyoruz. Ömür’ün göstermiş olduğu gelişimi gözlemlemek çok mutluluk verici.
Steptember bizim için çok değerli bir proje. Bu proje ile 9 ülkede Eylül ayı boyunca aynı zamanda başlayan gönül halkasına dahil olarak çocuklarımızın rehabilitasyon ve eğitim süreçlerine verdiğiniz destek çok kıymetli. Uzun soluklu yolumuzda bağışlarınız ile sağladığınız katkının yanında manevi olarak da yalnız olmadığımızı hissetmek bizi inanılmaz mutlu ediyor. Gönülleri ile yüzlerce ailenin yüreğine dokunan ve daha fazla tedavi imkânı ile yolumuza ışık olan tüm dostlara çok teşekkür ediyorum. Ayrıca toplanan bağışları Cerebral Palsy’li çocukların ihtiyaçları için en iyi şekilde değerlendiren ve Ömür’ün 3 yıldır devam eden tedavisinde birçok kazanım sağlamasına vesile olan Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’na da çok teşekkür ediyorum.
Nihal Gül
Ömür’ün annesi
Ömür de konuşmasında babasına seslenerek, “Baba senin mutlu olman beni de mutlu ediyor.” dedi.
Steptember projesinin gönüllülerinden Şah Yaycı, masa başında çalışan bireylerin bile günde ortalama 3 bin adım attığına dikkati çekerek, bir günde 10 bin adım atmanın hiç de zor olmadığının altını çizdi.
Projenin gönüllülerinden egzersiz uzmanı Murat Bür de Türkiye’de nüfusun yüzde 75’inin hareketsiz olduğunu söyledi. Bür, hareketsizliğin kalp krizi, kolesterol, diyabet, obezite gibi riskleri beraberinde getirdiğini vurgulayarak, herkesin birbirine örnek olup sorumluluk alması gerektiğini dile getirdi.